Gülşehir ilçemizde öyle bir kız yaşamışki TBMM tarihinde doğruluğu , cesareti ve güzelliği ile dillere destan olmuş. Peki kimdir bu Timya , Arapsunda mutlaka böyle insanlar halen yaşamaktadır. İşte Timya'nın hikayesi
Arapsun bugünkü Gülşehir ilçesinin eski adı. 1920’lerde kasabada güzel mi güzel bir Rum kızı olan Timya da yaşar.
Hikaye Türk ve Rumların o zamanlar yan yana yaşadığı bir orta Anadolu kasabasında geçiyor.
O zamanki adı Arapsun olan (şimdi Nevşehir’in Gülşehir ilçesi) kasabada genç ve güzel bir Rum kızı yaşıyor. Kimsesiz ve yoksul. Kasabanın eşrafı kızın peşinden ayrılmıyor. Ama Güzel Timya’nın hiç birinin yüzüne bakmaması, kasabanın ileri gelenlerini kızdırıyor. Kız genç ,güzel, kimsesiz ve yoksul.Herkesin ağzı salyalanıyor. Üstelik harp yılları. Yunan işgali var. İzmir’den girip Polatlı’ya kadar yaklaşmış Yunan işgal ordusu. İstiklal Harbi’nin akıbeti henüz meçhul. Yunan Efsun Alaylarının Türk kadın ve kızlarına reva gördüğü aşağılık mezalim her yerde duyuluyor. Arapsun’lu Dimitri kızı Timya’yı kim vurduya götürmek için ortam çok uygun.
Timya’ya sahip olma yarışındaki eşraf ve mülki zevat, hem Müslüman , hem de Hıristiyan ahalinin tepkisinden korktuğu için açıktan bir şey yapamıyorlar. Sonunda kıza baskı yapmak için hapse attırmakla tehdit ediyorlar. Kız yine kimseye yüz vermeyince dediklerini de yapıyorlar. O yıllarda yürürlükte olan “Meni Müskirat” kanunu, yani açıkta içki içip sarhoş olmayı yasaklayan kanuna muhalefetten mahkemeye veriyorlar. Şikayetçi de, yalancı şahit de, zabıta da savcı da hakim de Timya’yı gözüne kestirenlerden. Kız ne olduğunu anlayamadan Arapsun Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 750 lira gibi o zaman için bir servet sayılacak para cezasına çarptırılıyor. Üstelik mahkeme kararında “ şayet bu parayı ödemezse 100 ay hapis yatacaktır” kaydı düşülüyor.
Zavallı Timya ne yapacağını bilemez durumdayken, ahali Ankara’daki Meclise, daha doğrusu Meclisin Başkanı Mustafa Kemal’e bir mektup yazarak durumu anlatmasını öğütlüyor. Mektup geç de olsa Meclise ulaşıyor.
Yıl 1922. Aylardan Nisan. Ortada kesinleşmiş mahkeme kararı var. Meclis, İlerleyen Yunan işgali karşısında Ankara’dan taşınmayı tartışıyor. Mektubun sahibi bir Rum. Karşıda Yunan düşman alayları. Meclise hemen bir af kanunu sevk ediliyor.
Kısa bir görüşmenin ardından 226 sayılı özel af kanunu mecliste kabul ediliyor. Mahkeme kararının haksız olduğu ve geçersiz sayıldığı da belirtilerek Dimitri kızı Timya kurtarılıyor. Arapsun Eşrafı karardan sonra kaçacak yer arıyor kendine.
Timya’ya sonra ne mi oldu ? Sonrası aslında bilinen hikaye. 1924 mübadelesinde Arapsun’daki tüm Rum nüfus Yunanistan’a gönderildi. Evlerine Balkan göçmenleri getirilip yerleştirildi.
Daha çok "hoşgörüye" sahip olmamız gereken günlerden geçiyoruz.
Dilerim bu karar ve Timya’nın hakkına gösterilen "özen" -hem de Meclis tarafından-bazılarına kılavuzluk eder/edebilir. Buradaki derinliği "görmek" ve "anlamak" gerekmez mi ki?
Arapsun'un Rum mahallesinden Dimitri kızı Timya hakkındaki hükmün Tefine
dair kanun
No. 226
BÎRÎNCÎ MADDE — Arapsun'un Rum mahallesinden Dimitri kızı Timya'nm
Meni müskirat kanununa tevfikan yedi yüz elli lira cezayi nakdî ahzı ile mücazatına
ve cezadan imtinaı halinde yüz mah müddetle hapsine dair Arapsun Sulh Ceza
Mahkemesinde verilen hüküm salâhiyettar bir mahkemeden sâdır olmamış olmasına
ve esasen mabihül mahkûmiyeti olan fiil kanunen cürüm teşkil etmemesine binaen
mezbure Timya hakkındaki hüküm refedilmiştir.
ÎKÎNCÎ MADDE — îşbu kanun tarihi neşrinden itibaren muteberdir.
ÜÇÜNCÜ MADDE — îşbu kanunun icrasına Adliye vekili memurdur.
24 nisan 1922 ve 26 şaban 1340 Büyük Millet Meclisi Riyasetinden tebliği